Su otu, aslında brokoli, lahana, roka ve Brüksel lahanası ile aynı aileden gelen bir bitkidir. Lahanagiller ailesinin bir üyesi olan su otu, genel olarak temiz ve sığ sularda yetişmektedir. Türkiye'nin Akdeniz ve Ege bölgelerinde sıklıkla rastlanan bu bitki, ülkenin hemen her yerinde su kenarlarında yetişir.

Bilinen diğer isimleri ise şunlardır:

Yaklaşık 100-110 yıl kadar önce, Avrupa'da özellikle İngiltere'de, yoksulların sıkça tükettiği bir bitki olan su otu ile çeşitli sandviçlerin yapıldığı bilinmektedir. Ancak sonraki dönemlerde, bu bitkinin zengin içeriği ortaya çıktıkça, üzerine çeşitli araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Su otu, ANDI (Agrega Besin Yoğunluk İndeksi) puanı bakımından yüksek bir skalada yer almaktadır. (ANDI puanı, bir besinin vitamin, mineral ve kalori içeriği ile ilgili olarak fitobesin içeriğini ölçen bir değerdir.)

İngiliz USDA Ulusal Besin Veritabanı'na göre, 110 gram taze su otu sadece 12 kalori içermektedir. Yaklaşık 70 gram su otu, 1,75 gram protein, 0,2 gram yağ, 0,4 gram lif ve 0,8 gram karbonhidrat içermektedir. 75 gram taze su otu, vitamin bakımından oldukça zengindir ve günlük K vitamini ihtiyacının %215'ini, C vitamininin %57'sini, A vitamininin ise %48'ini karşılamaktadır. Ayrıca, magnezyum, kalsiyum, potasyum, E vitamini ve B vitamini açısından da zengindir.

Fitobesin bakımından zengin diğer besinlerde olduğu gibi, su otunu da makul ölçülerde tüketmek; özellikle cilt ve kalp sağlığı açısından çok önemlidir. Diyabet ve obezite ile mücadelede etkili bitkilerden biridir.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi için yapılan araştırmalara göre, lahanagiller ailesine üye bitkilerden olan su otu ve diindolylmethane adı verilen bir bileşiğin kansere karşı koruyucu etkilerinin olduğu ortaya çıkarılmıştır. Yapılan son çalışmalarda, kanser tedavisi sırasında sağlıklı dokuları korumak için bu bileşiğin kullanılabileceğine dair umutlar vardır.

Georgetown Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, deney farelerine öldürücü dozda radyasyon verilmiştir. Deneklerden bir kısmı tedavi edilmemiş, bir kısmına ise 2 hafta boyunca su otu bileşiği enjekte edilmiştir. Su otu enjekte edilen fareler daha uzun süre yaşarken, diğer fareler ölmüştür. Ayrıca bu süreçte hayatta kalan farelerin kan değerleri daha sağlıklı aralıklara çıkmıştır.

Su otu, kan basıncını dengelemektedir. Bunun dışında; içerdiği kalsiyum ve K vitamini sayesinde kemik kırılmalarını ve kemik güçsüzlüğünü önler.

Su otu, nefes yolları rahatsızlıklarının giderilmesi, kan temizleyici olarak, grip, vitamin eksikliği, kanda şeker yükselmesi, hafif sinirsel rahatsızlıklar gibi sorunlarda destekleyici besin olarak da tüketilebilir.