Ada soğanı, zambakgiller (Liliaceae) familyasından bir bitki türüdür. Uzun, şerit şeklinde yeşil ve beyaz yaprakları ile dikkat çeker. Bitkinin soğan kısmı, yapraklarının altındadır ve yaklaşık 2 kilogram ağırlığındadır. Ancak bu soğan, taze iken oldukça zehirli ve acıdır. Taze ada soğanı tüketimi zehirlenmelere yol açabileceğinden, bu dönemde kullanılmamalıdır. Ada soğanı, 50-150 cm arasında değişen boyutlara sahiptir ve yaprakları uzun, sivri ve mızrak şeklindedir. Soğanın orta kısmı dilimlenip kurutularak dövülür ve toz haline getirilir. Bu bitki, Türkiye'de özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerinde yetişmektedir.

Ada soğanının kökü topraktan çıkarıldıktan sonra hamur ile sıvanarak tandır veya fırında pişirilir. Daha sonra kabuğu soyularak bir ağaç bıçakla iki parçaya bölünür ve gölgede kurutulur. Kuruduktan sonra dövülerek toz haline getirilir. Bu toz, balla karıştırılarak ağrıyan bölgelere sürüldüğünde iyileştirici etkiler gösterir. Bir başka kullanım şekli ise, bir miktar su ve ada soğanı ile pişirilmiş hamurun kaşıkla yutulmasıdır; bu uygulama nefes darlığı, yorgunluk, dalak ağrısı, siyatik ve ayak ağrılarına iyi gelir. Ada soğanının saçakları sirke ile dövüldüğünde ve bu karışım hamamda cüzzam yaralarına sürüldüğünde yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Tohumları dövülüp balla karıştırılarak tüketildiğinde sindirimi düzenler ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir. Ada soğanı kaynatılıp suyu içildiğinde mide, mesane taşları, rahim ağrıları, dalak şişmesi, boğaz ağrısı ve öksürüğe iyi gelir. Ayrıca suyu kulağa damlatıldığında işitmeyi güçlendirir ve balgam söktürücü etkisi vardır. Kökü ise iç yaralara ve sıtma hastalığına iyi gelir.

Ada soğanını taze tüketmek oldukça tehlikeli ve hatta öldürücü olabilir. 7.5 gram ada soğanı tüketildiğinde hayatı tehlikeye sokabilir, bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Daha az miktarlarda tüketimi ise zehirlenmelere, bulantıya, kusmaya ve ishale neden olabilir. Bu yüzden ada soğanı kullanımı mutlaka doktor kontrolünde yapılmalıdır.